43- BİR KAVİM,
İMAMLIĞINDAN HOŞLANMADlĞI HALDE ONLARA İMAMLIK EDENİN BA.Bl
حَدَّثَنَا
أبو كريب.
حَدَّثَنَا
عبدة بْن سليمان.
وجعفر بْن
عون، عَن
الإفريقي،
عَن عمران،
عَن عَبْد
اللّه بْن
عمرو؛ قَالَ: - قال
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
((ثلاثة لا
تقبل لهم
صلاة: الرجل
يؤم القوم وهم
له كارهون.
والرجل لا
يأتي الصلاة
إلا دباراً
{يعني بعد ما
يفوته الوقت}. ومن
اعتبد
محرراً)).
Abdullah bin Amr (bin
el-As) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
«Üç
kişi vardır ki; hiç bir namazı makbul değildir: Bir kavim, imamlığından
hoşlanmadığı halde onlara imamlık eden adam, namaza hep arkasından (yani vakti
kaçırdıktan sonra) gelen adam ve azat edilmiş olan şahsı köle olarak kullanan
adam.»
AÇIKLAMA: Ebu Davud ve Beyhaki de bu hadisi manayı
etkilemeyen az Iafız farkı ile rivayet etmişlerdir. Ebu Davud, benzer bir
başlık altında açtığı babta bunu rivayet etmiştir. Şerhi el-Menhel'de şu bilgi
vardır: ''Hadisteki ''Makbul olmayışı'' ifadesinden maksat şu olabilir:
Allah onların
namazlarını geçerli saymaz. Dolayısıyla namazları namaz sayılmaz. Yani onlar
namaz borcunu ödemiş olmazlar.
''Makbul
olmayışı'' tabiri ile onların namazlarından hiç bir sevabın hasıl olmıyacağı
manası kasdedilmiş olabilir. Bu takdirde onların kıldıkları namaz bir sevab
kazandırmamış olur. Fakat sahih olup olmadığı hususu anlaşılamaz. Çünkü sevap
kazandırmayan bir namaz borç yerine geçebilir, geçmeyebilir.
Namazı makbül
olmayan üç kişiden birisi, bir cemaat imamlığından hoşlanmadığına rağmen onlara
imamlık eden şahıstır. Hadisteki tehdit, onun imamlık etmesinin haramlığına
delalet eder. Cemaatın hoşlanmayışı dini bir sebepten ileri geldiği takdirde
muteberdir. Şer'i sebeplerden başka nedenlerle imamlığından duyulan
hoşnutsuzluk muteber değildir. Yani hadisteki tehdit bu hale şumüllü değildir.
Keza şer'i bir sebebe dayanan hoşnutsuzluk cemaatın çoğunluğunca duyulduğu takdirde
muteberdir. Kalabalık bir cemaat içinden 2 - 3 kişinin hoşnutsuzluğu dikkate
alınmaz. Cemaatın hoşnutsuzluğu hususunda din sahasında bilgili olanların sözü
dikkate alınır. Cemaat içinde bulunan cahillerin sözü tutarsızdır."
Sindi de:
'Hoşlanmayışın tutarlılığı, imamlığa ehil olmadığı halde zorla bu göreve
geçenlere mahsustur. İmamlığa liyakatlı olan kimsenin imamlığından hoşlanmayan
şahıslar kınanmalıdır. Böyle imam'ın görevi bırakması söz konusu değildir, diye
yorum yapanlar olmuştur. Şöyle de denilebilir; İmamlığa daha liyakatlı olan
kimse varken ondan nisbeten az liyakatlı olan şahsın imamlığı almasında
cemaatın rızası dikkate alınmalıdır.'
Namazı makbul
olmayan ikinci kişi ise namazı zamanında kılmayıp vakti çıktıktan sonra kılan
kişidir.
Tercemede ve
metinde parentez içine alınan açıklayıcı mahiyetteki ifade raviye aittir.
Bazı alimler:
'Namaz vakti çıktıktan sonra namaza duran adam'dan maksat, namazı kazaya
bırakan değil, namazı geciktirmeyi ve cemaat namazdan çıktıktan sonra namaz
kılmayı alışkanlık haline getiren kimsedir,' demişlerdir.
Namazı makbul
olmayan üçüncü şahıs ise azat edilmiş olan bir şahsı köleleştiren kimsedir. Bu
şahıs, kölesini azat ettiği halde durumu gizliyerek veya inkar ederek onu köle
imiş gibi kullanır. Yahut azat ettiği halde zorla onu köle gibi çalıştırır.
HADİS'TEN
ÇIKARILAN FIKHİ HÜKÜMLER :
1- Kişinin,
hoşlanmayan cemaata imamlık etmesi haramdır,
2- Namazı
vaktinden çıkarmak haramdır,
3- Hür adamı
köleleştirmek haramdır,